Ayhan Kızıltan, ben@ayhankiziltan.com, Mersin 04/09/2023
Mersin İMECE Gazetesinde Köşe Yazmaya başladığım ve yayınlanan ilk yazımı aşağıda okumanıza sundum.
Umarım kafamdakileri doğru ve etkili bir biçimde yazıya dökerim.
Büyük Zaferi, 30 Ağustos Zafer Bayramı'nı kutladık!
Eskilerde olduğu gibi coşkuyla mı kutladık?
Mustafa Kemal Atatürk ve silah arkadaşları ile yüz binlerce şehidimize minnet borcumuzu ödeyemeyiz?
O halde Türkiye Cumhuriyeti'nin kuruluşunu garantileyen bu kahramanlık gerçeğini şimdiki ve gelecek nesillerimizin minnet ve gurur duyarak özümsemesini sağlamalıyız.
İlelebet payidar olacak Türkiye Cumhuriyeti'nin tüm vatandaşlarının bayramını kutluyorum.
30 Ağustos Zafer Bayramı hepimizin gurur duyması gereken bir ulusal bayramımızdır.
Neden İMECE Günlük Gazetesinde yazıyorum?
Her şeyden önce beğenerek izlediğim Mersin'in yerel gazetelerinden biridir İMECE.
Dedi ki, 'bunca yıldır hem iş yaşamında hem sosyal yaşamda hem de özelikle Ticaret ve Sanayi Odasında yaşadığın, gördüğün, konuştuğun, bildiğin önemli konular var, engin bir deneyim ve ilişkiler ağın var.'
'Oda başkanlığından büyük bir çirkinlikle ayrılmanı sağladılar diye kızıp, küsüp köşene mi çekileceksin, bunca bilgi, deneyim seninle bir köşede durup yok mu olsun? İMECE gazetesinde köşen hazır' diye ekledi.
Düşündüm, Ulusal Ekonomi ve Yerel TV kanallarında sayısını anımsamadığım kadar canlı TV Programlarına katılmıştım, Mersin ve Türkiye gündemleri konusunda sürekli fikirleri, görüşleri alınan, aranan bir Mersinliydim.
Ben de 'haklısın, beni ben yapan bu kente borcum hiç bitmez, kente hizmet için bir makamda olmak gerekmez' deyip kalemi aldım elime.
En güzel makam halkın gönlündeki makamdır.
Türkiye ve Dünyada o kadar çok konu ve olay var ki yazacak...
Türkiye'nin yaşadığı o kadar çok olay var ki; çoğu unutulamaz acı olaylar.
Şehitler, bombalar, maden ocaklarındaki patlamalar, pandemi, depremler, seller, orman yangınları, çevre katliamları…
İki Cumhurbaşkanlığı ve iki genel seçim, bir yerel seçim yapıldı; yeni yerel seçimler ise ufukta göründü.
Siyasetteki sürekli kavga ve nefret söylemleri son derece gerdi Türkiye'yi ve germeyi de sürdürüyor.
Siyasetçiler adeta sürdürülebilir nefret ve kavga siyasetinin ustası oldular.
Siyasetçilerin ve gazetecilerin tutuklanmaları, seçilmişlerin görevlerinden alınıp kayyum atanmaları...
Cemaat terör örgütünün darbe girişimi, bazı ülkelerle aramızda çıkan krizler, gezi parkı olayları, üniversitelere rektör atamaları krizleri, sığınmacı krizi, ekonomik krizler, inşaat krizi, döviz krizleri, papaz krizi, yabancı bir gazetecinin yok edilmesi krizi, kaçak bir mafya liderinin paylaştığı videolar…
EYT, asgari ücret, aşırı fiyat artışları, vergiler, zamlar, yaşamı aşırı derecede zorlaştıran pahalılık, finansmana erişilememesi…
S-400, F35 krizi, Azerbaycan-Ermenistan savaşı, Suriye iç savaşı ve sonunda Rusya-Ukrayna savaşı…
Güzel olaylar da oldu...
Deprem ve sel felaketlerinde halkımızın dayanışma ve yardımlaşma duygusunun verdiği kıvanç.
Savunma ve Havacılık Sanayinin gelişimi, İHALAR, SİHALAR, Yerli Savaş Uçağı KAAN, Yerli Helikopter ATAK, Yerli Otomobil TOGG…
Aziz Sancar'ın Nobel Ödülü alması, Voleybol Kadın Milli Takımımızın başarıları, Cimnastik Milli Sporcularımızın başarıları, Mete Gazoz' un Dünya Şampiyonluğu…
Eğer gerçekse bulunan doğal gaz ve değerli maden rezervleri…
Gelelim Mersin'e.
Kokain kaçakçılığı ile kentimizin adının sık anılması, madde kullanan çocuklarımızın sayısının artışı…
Kara paranın ekonomiyi baskı altına alması, yasal olmayan yollardan kazanılan paraların çeşitli yollarla kentimizde aklanması çabaları, ekonomik dengelerin bu yollarla bozulması…
Sığınmacıların demografik yapı, kültür ve çalışma hayatına etkileri…
Mersin'in bir türlü tamamlanmayan ve hayata geçirilmeyen önemli yatırımları…
Kentte gittikçe yoğunlaşan araç trafiği sıkışıklığı, kentsel dönüşüm ve imar planlarının kenti güzelleştirmek, yaşamı kolaylaştırmak, ulaşımı rahatlatmak yerine inşaat rantına göre düzenlenmesi için yaratılan algılar…
Mersin'in eski yapılarının kurtarılmasının, simge olmuş ve yıkılmış yapılarının ortaya çıkarılmasının gerekliliği…
Kentin eğitim, sağlık, ekonomik, turizm, sanayi, lojistik, ticaret ve tarım sektörlerinin gereksinimlerine göre planlanmasının gerekliliği…
Kuraklık ve karşılaşabileceğimiz su sıkıntısı sorunları…
Genel seçimlerin tartışması sürerken siyasi partilerde başlayan delege ve genel kurul seçimlerinin yerel siyaseti daha da kızıştırması…
Mersin Ticaret ve Sanayi Odası seçimlerinin yankıları sürüyor; değerlendirmeler küçük gruplar arasında hala sürüyor.
Genelde üyelerde bir kırgınlık ve kızgınlık var; Komiteler ve Meclis Üyelikleri seçimlerinde verdiğimiz oylarla seçilenler üyelerin eğilimini yansıtmadı şeklinde.
MTSO' nun bu seçimlerinde yaşananların önümüzdeki MTSO seçimlerinin daha düzeyli geçmesini sağlayacak bir etken olacağını söyleyenler var.
Ve hızla yaklaşan Yerel Seçimler kentimizi daha da ısıtacak, adaylar nasıl belirlenecek, hangi kriterler değerlendirilmeli adayların belirlenmesinde…
Mersin'e yapılan spor tesisleri Mersin'i bir spor kenti yapar. Mersin'de defalarca hem ulusal hem de uluslararası Jimnastik Turnuvaları yapıldı.
Son olarak 31 Ağustos-3 Eylül arasında ev sahipliğimizde organize edilen Artistik Cimnastik Dünya Challenge Kupası pazar günü sonlandı.
O kadar çok konuşulup tartışılacak konu var ki hem Türkiye hem de Mersin için.
Her pazartesi günü bu köşedeyim.
Farklı bir yöntem izleyeceğim; etkileşimli bir köşe olmasını istiyorum bu köşenin.
Bir hafta boyunca okuyuculardan gelebilecek soru ve bilgileri de değerlendirip yorumlayacağım pazartesi günleri köşemde; bir anlamda Mersin halkının sesini de bu köşeden duyurabileceğim.
Umarım Mersin'e olumlu bir katkımız olur.
Haftaya görüşmek üzere sağlıkla kalın.
Commentaires