Ayhan Kızıltan, ben@ayhankiziltan.com, Mersin 15 Nisan 2024
Uğurola Mersin, uğurola Türkiye…
Eisenhower kimdir?
ABD'nin 34. başkanıdır.
II. Dünya Savaşı'nda 1944-45 yıllarında Batı Avrupa'daki Müttefik kuvvetlerinin başkomutanlığını yapmış, savaşın dönüm noktalarından Fransa'ya düzenlenen D Günü saldırısını yönetmiştir. 1951'de NATO'nun ilk başkomutanı olmuştur.
1954 yılında “BARIŞ İÇİN ATOM” programını başlatmıştır.
5 Ocak 1957'de, ünlü “EISENHOWER DOKTRİNİNİ” açıkladı. Bu doktrin ile Orta Doğu ülkelerine askerî ve ekonomik yardımda bulunulması planlanmaktaydı. Yardımın amacı, Orta Doğu'da komünizmin yayılmasını önlemekti. Tabii gizli amacı ise Orta Doğu coğrafyasını yönetmekti.
Eisenhower bu doktrin için Kongre'den şu konularda kendisine yetki verilmesini istedi ve aldı:
Bağımsızlığını korumak için ekonomik kalkınma çabası içine giren ORTA DOĞU ülkelerine ekonomik yardım yapmak.
Bunlardan isteyen ülkelere askeri yardım yapmak.
Bu ülkelerin istemeleri şartıyla, uluslararası komünizmin kontrolü altında bulunan bir ülkeden gelecek açık silahlı saldırılar karşısında, Amerikan silahlı kuvvetlerinin kullanılması.
Bu amaçlarla üç yıl süre ile, her yıl 200 milyon dolar harcama yetkisi.
Sovyetler Birliği bu plana büyük tepki gösterdi.
Türkiye bu plana destek verip katıldı.
Ve günümüzdeki Orta Doğu çıbanı oluştu.
Dwight David Eisenhower ünlü olduktan çok sonra kendisini “BASİT BİR TAŞRA ÇOCUĞU” olarak tanımlamıştır.
Soyadının kısaltması olan IKE (Türkçe okunuşu AYK) lakaplı Eisenhower, 14 Ekim 1890'da Denison, Teksas, ABD’de doğdu. Yedi erkek çocuğun üçüncüsüydü.
Ailesi Kansas'ın küçük Abilene kasabasına taşındı ve burada hayatları mandıra çiftliğindeki işler ve İncil çalışmaları etrafında dönüyordu.
Eisenhower'ın ebeveynleri David ve Ida “MENNONİTLERDİ”; “TANRI”ya ve “PASİFİZME” güçlü bir şekilde inanıyorlardı.
“MENNONİT” nedir? Kısaca, teknolojiyi reddeden tarım ve hayvancılıkla geçinen bir topluluk.
“PASİFİZM” nedir? Kısaca, uyuşmazlıkların çözümü ya da çıkar sağlama aracı olarak savaşa ve şiddete karşı olmak demektir.
Savaş karşıtı bir ailenin savaşçı bir oğlu yani IKE.
NEDEN EISENHOWER’I ANLATTIM…
I. ve II. Dünya Savaşlarında önemli görevler alan, Barış için Atom programını başlatan Eisenhower, ABD Başkanlık Seçimini John F. Kennedy’ye karşı kaybettikten sonra bir veda konuşması yaptı.
17 Ocak 1961 akşamı, 34’üncü ABD Başkanı Dwight Eisenhower, televizyondan canlı yayınlanan veda konuşmasına başladığında çoğu Amerikalı bu konuşmayı dinlemedi bile. Bütün ülke, iki ay önce ABD başkanı seçilen ve bu konuşmadan üç gün sonra da göreve başlayacak olan genç Başkan John F. Kennedy'ye odaklanmıştı çünkü.
Ancak o günlerde kimsenin dikkat etmediği o konuşmanın ne kadar önemli olduğu yıllar sonra anlaşıldı ve sayısız akademik ve politik metne referans oldu. 20’nci yüzyıl biterken, neredeyse bütün politik bilim uzmanlarınca, “20’nci yüzyılın en önemli konuşmalarından biri” olarak kabul edilir hale gelmişti.
Peki neler söyledi Eisenhower bu konuşmasında:
Amerikalıları, ülkelerini, özgürlüklerini ve demokrasilerini tehdit edebilecek bir “DÜŞMANA” karşı uyarıyordu. Bu “POTANSİYEL” düşman ne Sovyetler ne Çin ne de başka bir ülkeydi.
Bu düşman “MILITARY-INDUSTRIAL COMPLEX” (Endüstriyel-Askeri Yapı) olarak tanımladığı bir yapıydı.
POLİTİKACILAR, PENTAGON ve ONLARI DONATAN SİLAH SANAYİ üçgenindeki parasal ilişki ağıydı.
Bu uyarıyı, bir komplo teorisi yazarının değil, eğer varsa böylesi bir ilişki ağını en iyi bilebilecek konumda olan parlak bir askeri deha ve şahin bir Başkanın yapmasıydı konuşmayı sıra dışı yapan.
Eisenhower’ın eleştirdiği şey “SAVUNMA SANAYİ” değildi tabii ki. Savunma sanayinin gerekli olduğuna inanan biriydi. Ancak bu gerekliliğin kötüye kullanılmasına dayalı bir işleyişin oluşması endişesi ve tehdidine dikkat çekmeye çalışıyordu.
Ülkenin askeri harcamalarının ve askeri savaş endüstrisinin devasa boyuta gelmesinin ABD için bile yeni bir deneyim olduğuna dikkat çekiyordu Eisenhower.
Kullanarak ölümsüzleştirdiği “Military-Industrial Complex” söylemi, sonraki yıllarda “Silah Sanayi-Ekonomi-Politika” ilişkisinin en çok kullanılan kavramlarından biri oldu.
Eisenhower’ın biyografisini yazan Geoffrey Perret’ın aktardığına göre konuşmanın ilk taslaklarından birinde bu ifade aslında, “Military-Industrial-Congressional Complex (Askeri-Endüstriyel-Kongre Yapısı)” şeklinde Kongreyi de içeriyordu. Ancak, Eisenhower, Kongre üyelerinin daha iki ay önceki seçimle görevlerine yeni başladıklarını dikkate alarak konuşmasından “Kongre” sözcüğünü çıkarmıştı.
ABD kamuoyunda IKE lakabı ile anılan Eisenhower’ın bu konuşmasıyla ünlendirdiği önemli kavramlardan biri de, “UNWARRENTED INFLUENCE (Gayrimeşru Nüfuz)” ifadesiydi.
İkinci Dünya Savaşının da etkisiyle ordunun, Amerikan politik, ekonomik ve hatta manevi hayatının merkezine yerleştiğine dikkat çeken Eisenhower, ‘’Böyle bir şeye tevessül etse de etmese de, endüstriyel askeri yapının devlette gayrimeşru nüfuz kazanmasına karşı tetikte olmalıyız. Böylesi yersiz bir gücün büyüme potansiyeli var ve bunda ısrar edecek. Bu ittifakın demokratik gelişimimizi ve özgürlüklerimizi tehdit edecek boyuta gelmesine izin vermemeliyiz’’ diyordu.
Savaş karşıtı bir ailenin savaşçı ve şahin bir devlet adamı, ülkesinin dünyayı yönetmesi için politikalar ortaya koymuş oğlu Dwight Eisenhower neden bu konuşmayı yapıp “MILITARY-INDUSTRIAL COMPLEX” (Endüstriyel-Askeri Yapı) ve “UNWARRENTED INFLUENCE (Gayrimeşru Nüfuz)” yapılarını ifşa etti?
Görevi bıraktıktan sonra aile öğretilerini anımsayıp sorumlu bir devlet adamı gibi mi davranmıştır?
Bunu bilemem ama namı diğer IKE’ın veda konuşması İsrail-Gazze-İran çatışması, Rusya-Ukrayna savaşı dahil tüm savaş ve çatışmalar ile terör örgütlerinin eylemlerini bu “UNWARRENTED INFLUENCE (Gayrimeşru Nüfuz)” yapısının planladığını açıkça ortaya koyuyor.
Hoşça kalın, haftaya yine buradayız…
NOT: Bu yazı tarafımdan çeşitli kaynaklardan derlenip yorumlanarak yazılmıştır.
Commentaires