top of page

MERSİN’DEN TÜRKİYE’YE PROJELER: MODEL KÖYLER GRUP MERKEZLERİ - Bölüm 3

KÖY AYAĞA KALKARSA TÜRKİYE NEFES ALIR, Ayhan Kızıltan, 21/12/2025

ree

“Bu yazı, Hollanda’nın lojistik gücünden Japonya’nın marka disiplinine kadar dünyada başarısı kanıtlanmış modelleri, Mersin’in potansiyeli ve Anadolu imecesiyle sentezliyor. Siyasetin gölgesinden uzak, 'Üç Katmanlı Denetim' ve profesyonel yönetim anlayışıyla kurguladığım bu sistem, köylüyü yeniden üretim zincirinin efendisi yapmayı hedefliyor. Yalnızca tarımı değil demokrasiyi de güçlendirecek o kurumsal reçetenin detayları...”

DÜNYADAN ÖRNEKLER VE MERSİN’E ÖZGÜN SENTEZ

Amerika’yı yeniden keşfetmiyoruz; bu model hayali bir kurgu değil, dünyada başarısı kanıtlanmış uygulamaların Mersin gerçeklerine uyarlanmış bilimsel bir sentezidir. Dünyanın farklı bölgelerinde tarım, gıda ve kırsal kalkınma alanında öne çıkan örnekler şunlardır:

  • Hollanda (Greenports): Teknoloji ve lojistik yerleşke mantığıyla üretim ve dağıtımın entegre edilmesi.

  • İtalya (Kooperatifler): Markalaşma ve kalite disiplini; üreticinin sadece ham maddeci değil, fabrikanın da ortağı olduğu sistem.

  • ABD (Food Hubs): Küçük üreticiyi pazara ulaştıran lojistik ağlar.

  • Japonya (OVOP Hareketi): “Bir Köy Bir Ürün” yaklaşımıyla her köye marka kimliği kazandırılması.

  • Hindistan (FPO ve Gıda Kümeleri): Küçük üreticilerin toplu alım-satım gücü ve ortak altyapı merkezlerinde buluşması.

  • UNIDO (Agro-Gıda Parkları): BM’nin tarım ve sanayiyi entegre eden yerleşke modeli.

  • Çin (Dijital Köyler): Ortak lojistik ve e-ticaret ağıyla gençlerin kırsalda tutulması.

  • AB (LEADER): Yerel aktörlerin yönettiği, çok paydaşlı

Özetle; Ürün Kardeş Köyler ve Model Köyler Merkezleri, tüm bu küresel tecrübelerden esinlenen ancak Anadolu imecesi ve Mersin’in potansiyeline göre tasarlanmış özgün bir kalkınma reçetesidir. Bu yaklaşım, yerel değerleri markalaştırırken üreticiyi güçlendiren, lojistik ve dijital altyapıyla desteklenen, çok paydaşlı bir kalkınma vizyonu sunmaktadır.

KOOPERATİFLER SİYASETE TESLİM OLMASIN

Türkiye’nin acı bir tecrübesi var:

Güzel niyetlerle kurulan kooperatifler, birlikler bir süre sonra ya bir grubun çıkar alanına dönüşüyor ya da siyaset kavgasının içinde savrulup gidiyor. Çiftçi yine başa dönüyor.

Bu kez aynı hatayı yapmamak için yönetim modelini baştan net koymak zorundayız.

Üç katmanlı bir yapı öneriyorum:

  • Köy Üretici Konseyleri

Her ürün halkasında köylerin seçtiği üretici temsilcilerinden oluşan konseyler kurulacak.

Merkezin yatırım öncelikleri, eğitim ihtiyaçları, hizmet kalitesi bu konseylerde tartışılacak, kararlar tutanak altına alınarak merkeze iletilecek.

  • Model Köyler Grup Merkezi İşletmesi

Her merkez için ayrı bir şirketimsi yapı.

Yönetim kurulu bileşiminde çiftçi ağırlığı korunacak, ancak icra makamı profesyonel yöneticilere teslim edilecek.

Aktif siyasette olanlar yönetim ve denetim organlarında görev alamayacak.

Yönetim kurulu üyeliklerinde dönem sınırı olacak.

Büyük alımlar ve ihalelerde şeffaf ihale ve bağımsız denetim zorunlu hale gelecek.

  • Üst çatı: Tarım Köy Halkaları Birliği

Bütün merkezlerin üzerinde, bizzat ticaret yapmayan, standart ve denetim fonksiyonu olan bir üst birlik kurulacak.

Bu birlik, ortak kalite ve izlenebilirlik standartlarını belirleyecek, dijital veri tabanını tutacak, bağımsız dış denetimleri organize edecek, ortak marka ve tanıtım çalışmalarını yönetecek.

Buna ek olarak, Baro, Serbest Muhasebeci ve Mali Müşavirler Odası, Ziraat Mühendisleri Odası, Ziraat Odaları ve üniversite temsilcilerinden oluşan bağımsız bir Etik ve Denetim Kurulu yapının vicdanı olacak.

Merkezlerin adı, logosu, mekanları hiçbir siyasi kampanyada kullanılamayacak.

Yöneticilerin yakın akrabalarının merkezden iş almasına sınırlar gelecek.

İç denetim, bağımsız mali denetim ve üst birlik denetimi birlikte işletilecek, raporlar tüm üyelere açık olacak.

Kısacası bu model, sadece tarımsal değil, demokratik ve şeffaf yönetişim iddiası da taşıyor.

KÖYLÜ YENİDEN EFENDİ OLACAKSA

Ben bu modeli sadece Mersin’in tarımına teknik bir öneri olarak görmüyorum.

Bu aynı zamanda Türkiye’de yerelden başlayarak, kurallı, şeffaf, siyaset üstü bir kalkınma denemesidir.

Cumhuriyetin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk, yüzyılın başında “Köylü milletin efendisidir” derken, bu ülkenin gerçek omurgasının toprağa emek veren insanlar olduğunu vurguluyordu. Bugün ise Türkiye’nin pek çok bölgesinde köylü kendini efendi gibi değil, zincirin en zayıf halkası gibi hissediyor. Ürün Kardeş Köyler ve Model Köyler Merkezleri tam da bu tarihsel cümlenin ağırlığını hatırlatmak ve köylüyü yeniden zincirin en güçlü halkası haline getirmek için önerdiğim bir modeldir.

Eğer Mersin’in tarım kuşaklarında:

  • Köyleri ürün halkalarına göre akıllıca gruplar,

  • Bu halkaların merkezine Model Köyler Grup Merkezlerini kurar,

  • Girdide ortak, satışta güçlü, yatırımda çiftçi katkılı ve devlet destekli,

  • İmarda toprağı koruyan, geleceği düşünen bir düzen kurarsak,

  • Yönetimi siyasetin değil, kuralların ve denetimin hâkim olduğu bir yapıya emanet edersek,

Şunu bütün ülkeye göstermiş oluruz:

  • Köyün kaderi kapıdaki tüccarın keyfine bırakılmadığında,

  • Tarla sadece üretim alanı değil, iyi yönetilen bir işletme haline geldiğinde,

  • Gençler köye döndüğünde sadece işçi değil, yöneten olduğunda,

  • Devlet desteği doğru modele, doğru denetime bağlandığında

  • Tarım da kazanır, demokrasi de güçlenir, toprak da nefes alır.

Mersin bu modeli cesaretle hayata geçirebilirse, Türkiye’nin dört bir yanındaki üretim havzalarına ilham verecek.

Bugün atacağımız adım, yarın sadece bir köyün, bir ilçenin değil, ülkenin gıda güvencesini ve kırsalın umudunu yeniden inşa edebilir.

SON SÖZÜM ŞU:

Köy ayağa kalkarsa Türkiye nefes alır.

Ürün kardeş köyler, model köyler merkezleri ve akıllı imar, bu nefesin yol haritasıdır.

Bu yazım Tarım sektörü konusunu şimdilik bitirdik. Önümüzdeki yazım Mersin için çok önemli bir sektör, TURİZM sektörü olacak.

Turizm yazımda buluşmak üzere hoşça kalın.

Yorumlar

5 üzerinden 0 yıldız
Henüz hiç puanlama yok

Puanlama ekleyin
bottom of page