MERSİN’DEN TÜRKİYE’YE PROJELER: MODEL KÖYLER GRUP MERKEZLERİ-Bölüm 2
- Ayhan KIZILTAN
- 5 gün önce
- 4 dakikada okunur
Güncelleme tarihi: 2 gün önce
TARLAYI ŞANSA DEĞİL, AKLA EMANET ETMEK: ÜRETİMDEN İMARA YENİ BİR MODEL - Ayhan Kızıltan, 17/12/2025
“Model Köyler Grup Merkezleri sadece depolama ve satış noktası değil; üretimi planlayan, gençleri yönetime dahil eden, toprağı koruyan ve şeffaf yönetim ilkeleriyle çalışan bir kalkınma üssü olacak. Bu bölümde, ekonomik omurga, üretim planlaması, eğitim ve dünyadan örneklerle desteklenen yönetim modelini detaylıca ele alıyorum."
GİRDİDE TOPTANCI, ÜRÜNDE TEK SATICI
Bu modelin ekonomik kalbinde güçlü bir mantık var: Girdide toptancı, çıktıda tek satıcı olmak.
Nasıl işleyecek?
Toplu girdi alımı:
Grup merkezi bünyesindeki satın alma birimi, köy halkasının tüm gübre, ilaç, tohum, fide ve yem ihtiyacını sezon başında planlayacak.
Fabrikalardan doğrudan, toptan ve peşin fiyatına alınan bu girdiler sayesinde maliyetler ciddi biçimde düşecek.
Tek elden ürün satışı:
Çiftçi bireysel satış yapmayacak. Tüm ürün merkezde toplanacak, işlenecek, paketlenecek.
Merkez, elindeki binlerce tonluk ürünle ulusal market zincirleri, tüccarlar ve ihracatçılar karşısında başka bir masaya oturacak.
Dağınık, günübirlik pazarlık yerine, tek fiyat, güçlü pazarlık dönemi başlayacak.
Sözleşmeli üretim ve bağlılık:
Sezon başında çiftçi ile merkez arasında sözleşmeli üretim anlaşmaları yapılacak.
Böylece hem merkez ne kadar ürüne göre yatırım yapacağını bilecek, hem çiftçi ürünü için bir güvenceye sahip olacak.
Kısacası, köylü tek tek tüccarın peşinde dolaşan bir satıcı olmaktan çıkıp, kendi fabrikasının, kendi markasının ortağı haline gelecek.
ÜRETİM PLANLAMASI: Ne ektiğimizi şansa bırakmayan merkez
Bütün bu yapı, tarlada neyin, ne kadar ekileceği planlanmazsa eksik kalır. Bugün yaşadığımız en büyük sorunlardan biri de bu. Aynı ovada herkes aynı yıl aynı ürüne yükleniyor, sonra da hep birlikte fiyat çakılmasını seyrediyoruz.
Model Köyler Grup Merkezlerinin içinde bu nedenle güçlü bir Üretim Planlama Birimi olmalı.
Bu birim ne yapacak?
Her ürün kardeş köy halkası için ayrıntılı bir ürün envanteri çıkaracak.
Hangi köyde hangi ürün, kaç dekarda ekiliyor, son yıllarda ortalama verim ne, sulama durumu nasıl, hepsi kayıt altında olacak.
Pazar verileri ve fiyat trendleri düzenli izlenecek.
Hal, ihracat, zincir market ve sanayi alıcılarının talep projeksiyonlarıyla köydeki üretim niyeti aynı masada buluşturulacak.
Sezon başlamadan önce, köylü ile birlikte ürün deseninin çerçevesi çizilecek.
Hangi üründen yaklaşık ne kadar ekileceği, hangi köyde hangi çeşidin teşvik edileceği, hangi alanlarda riskli ürün yoğunluğunun azaltılacağı kararlaştırılacak.
Alternatif ürün planı yapılacak.
Fiyatı sık sık çakılan, hastalık riski yüksek ya da iklim baskısına açık ürünlerde, toprağın yapısına ve suya uygun alternatif bitkiler belirlenecek. Üretimin bir bölümü kademeli olarak bu alternatiflere yönlendirilecek.
Merkezin soğuk hava, işleme ve paketleme kapasitesi ile sahadaki üretim uyumlu hale getirilecek. Yani depoların kaldırabileceği miktarın çok üzerinde bir üretim plansızca tarlaya yayılmayacak, kapasite ile ekim alanı aynı tabloda yönetilecek.
Üretim planı, çiftçi ile yapılan sözleşmeli üretim anlaşmalarının temelini oluşturacak. Böylece sözleşme, sadece fiyat güvencesi değil, aynı zamanda bölgesel ürün dengesinin anahtarı haline gelecek.
Bu planlama modeli, kimsenin elinden özgürlüğünü almak için değil, hep birlikte batmak yerine hep birlikte kazanmanın yolunu açmak için gerekli. Çiftçi yine karar verici olacak, ama artık elinde güçlü bir veri seti, yanında ziraat mühendisi, ekonomist ve lojistik uzmanı ile birlikte karar verecek.
Kısacası, Model Köyler Grup Merkezleri sadece üretileni depolayan ve satan bir yer değil, ne üretileceğini de akılla ve ortak akılla planlayan bir beyin olacaktır.
TARLA OKULU VE İŞLETME OKULU AYNI ÇATI ALTINDA
Tarımda kalıcı başarı sadece iyi üretmekle sağlanmaz.
Tarlayı işletme gibi yönetmeyi bilmeyen çiftçi, ne kadar çok üretirse üretsin, hesabı tutturamaz. Bu yüzden Model Köyler Grup Merkezlerinin içinde bir de Eğitim ve Dönüşüm Merkezi olmalı.
Bu merkezde:
Modern tarım teknikleri
Bilinçli ilaçlama ve gübreleme, iklim krizi ile uyum, su verimliliği, toprak sağlığı, biyolojik mücadele gibi başlıklarda düzenli eğitimler verilecek.
Finansal okuryazarlık
Çiftçiye ürün başına gerçek maliyet hesabı, günlük gelir-gider kaydı, yıllık bütçe ve nakit akışı planı öğretilerek tarlayı işletme gibi yönetme kültürü yerleşecek.
İkinci kuşak yönetici eğitimi
Köyün gençleri için pazarlama, e-ticaret, marka yönetimi, dijital sistemler ve yöneticilik alanlarında programlar hazırlanacak.
Genç, traktör süren iş gücü olmanın ötesine geçip, yerleşkenin muhasebesini, lojistiğini, dijital altyapısını yöneten yeni kuşak tarım girişimcisine dönüşecek.
Dijital cüzdan ve şeffaf hesap
Çiftçi, cep telefonundaki uygulamadan tarladan çıkan ürünün merkeze girişini, işlenmesini, satış fiyatını ve kendisine düşen payı anlık görebilecek.
Bu, sadece bir eğitim değil, zihniyet devrimidir.
TOPRAĞI DA GELECEĞİ DE PLANLAMAK: Model köylerin imar aklı
Bir önemli başlık da şu:
Bu model köylerin çevresi plansız bırakılırsa ne olur?
Bugün Türkiye’nin birçok yerinde acı bir tecrübe yaşadık.
Önce bir üretim odağı doğdu, ardından etrafı kontrolsüz yapılaşmaya açıldı. Depolar, gelişigüzel sanayi binaları, kontrolsüz konutlar, tarım arazisine sızan beton...
Sonuçta ne tarım kaldı ne sağlıklı yerleşim.
Bu hatayı tekrar etmemek için, Model Köyler Grup Merkezleri ile birlikte akıllı ve koruyucu imar planı yapmak zorundayız.
Bence şu temel ilkeler olmalı:
Tarım toprağı kutsal sayılmalı
Yerleşkenin etrafında, verimli tarım arazileri tarım dışı kullanıma gelişigüzel açılmamalı.
Rant baskısına karşı, tarımsal nitelikli imar kararlarıyla toprağın bütünlüğü korunmalı.
Fonksiyonlara göre planlı alanlar
İmar planında net zonlar tanımlanmalı:
Tarım ve deneme parselleri, işleme ve depolama alanları, lojistik ve yükleme sahaları, yenilenebilir enerji alanları (GES, küçük ölçekli RES, biyogaz), sosyal donatı alanları ve sınırlı, kontrollü yerleşim alanları.
Geleceğe yer bırakmak
Yerleşkeler ilk günden son büyüklüğünde kurulamayabilir.
O yüzden imar planında, ileride ihtiyaç duyulacak ilave depo, yeni hat, ikinci laboratuvar, eğitim tesisi, atık su arıtma tesisi gibi yatırımlar için genişleme koridorları ayrılmalı.
Yani bugünün değil, 10-20 yıl sonrasının ihtiyaçlarını da düşünen bir vizyonla plan yapılmalı.
Karmaşık değil, okunaklı köy dokusu
Model köyün çevresinde, köyün geleneksel dokusunu tamamen boğmadan, ama dağınık gecekondulaşmaya da izin vermeden bir yerleşim düzeni kurulmalı.
Üreticinin evleri, sosyal alanlar, okul, sağlık birimi gibi hizmetler yürüme mesafesinde ve düzenli bir doku içinde planlanmalı.
İmar, kalkınmanın aracı olmalı; rantın değil
Bu bölgelere verilecek her imar kararı, bu karar tarımsal üretim gücünü ve çiftçinin refahını artırıyor mu, azaltıyor mu filtresinden geçirilmeli.
Rant amaçlı arsa spekülasyonuna ve tarım dışı betonlaşmaya kesin fren konulmalı.
Kısaca söylemek gerekirse:
Model köylerin yerleşkesini kurarken, etrafındaki köy yaşamını ve toprağın geleceğini de planlayalım ki, bugünün akıllı tarımı yarının kontrolsüz betonuna kurban gitmesin.
Dizinin bir sonraki ve son bölümünde ve profesyonel yönetim anlayışıyla kurguladığım bu sistemi “DÜNYADAN ÖRNEKLER VE MERSİN'E ÖZGÜN SENTEZ” başlığı altında irdeleyeceğim.
3. Bölümde buluşmak üzere hoşça kalın.









üretime dayalı Projeci fikirlerinize takdirle katılıyorum