top of page

MERSİN’DEN TÜRKİYE’YE PROJELER - GİRİŞ

Güncelleme tarihi: 30 Eyl

Ayhan Kızıltan, ben@ayhankiziltan.com, Mersin, 29.09.2025

UĞUROLA MERSİN, UĞUROLA TÜRKİYE!

Kalkınmada planlamanın, liyakatli kadroların katılımcı ve kapsayıcı, koordineli bir çalışmasının önemini her ortamda sürekli vurguladım.

İçimde bir uhde olarak kalan Mersin’e yeterince hizmet edememek duygusu sürekli beynimi tetikliyor. Ayrıca, hizmet etmemin çeşitli çıkar grupları tarafından engellemesi de kabullenemediğim bir gerçek.

İş yaşamımda, sosyal yaşamımda gördüklerim duyduklarım, yaptıklarım yapamadıklarım, eğitimim ve deneyimim bana Mersin ile Türkiye hakkında birçok gerçeği, gereksinimi algılamamı sağladı. Hep kafamda düşünceler, projeler, planlar uçuşuyor; sık sık yazdığım yazılarda da bunları dile getirdim ve dile getirmeyi de sürdürüyorum.

Bazılarına dile getirdiğim gibi, önümü keserek beni Mersin gündeminden düşüremezsiniz; ben hep burada olacağım. Mersin’e koltuk ve makam olmadan da hizmet edilir. Fikirlerimi, projelerimi, eleştirilerimi, çözüm önerilerimi yazarak sunuyorum toplum; İLHAM VERİYORUM.

Bu kez Mersin özelinden yola çıkıp Türkiye için aklımda uçuşan projeleri yazıya dökmeye karar verdim. Bu okumakta olduğunuz yazım “Mersin’den Türkiye’ye Projeler” adını verdiğim yazı dizisinin giriş yazısıdır.

Yazı serisinin ilk bölümü olan “MERSİN, ÖZEL BİR KENT” yedi yazıdan oluşacaktır; ilham vermesini diliyorum.

MERSİN’İN STRATEJİK KONUMU: TÜRKİYE’NİN AKDENİZ’E AÇILAN KAPISI

Türkiye’nin gelişiminde şehirlerin özel bir rolü vardır. Bazı şehirler üretim gücüyle, bazıları tarımıyla, bazıları tarihî mirasıyla, bazıları sanatıyla, bazıları sporuyla, bazıları doğal güzelliğiyle, bazıları iklimiyle, bazıları yeraltı kaynaklarıyla, bazıları da ticaret ve limanlarıyla öne çıkar. Mersin ise bunların hepsini bünyesinde barındıran ender kentlerden biridir.

Bugün Mersin’i sadece bir Akdeniz kenti olarak tanımlamak eksik kalır. Çünkü Mersin, artalanaı (hinterlandı) ile birlikte düşünüldüğünde; İç Anadolu’nun tahılını ve sanayisini, Güneydoğu’nun pamuğunu ve sanayisini, Çukurova’nın tarımını ve Doğu Akdeniz’in ticaretini dünyaya açan bir kapıdır. Yani Mersin’e yapılacak her yatırım, aslında milyonlarca insanın yaşamına dokunan bölgesel bir kalkınma hamlesi anlamına gelir.

İşte bu yüzden “Mersin’den Türkiye’ye Projeler” diyoruz. Çünkü Mersin’in geleceği, yalnızca Mersin’in değil; Türkiye’nin geleceğine de yön verecektir.

LOJİSTİK GÜCÜN TAŞLARI: ÇUKUROVA HAVALİMANI, MERSİN LİMANI VE ANA KONTEYNER LİMANI PROJESİ

Bir ülkenin gücü sadece topraklarında ya da fabrikalarında ürettikleriyle değil, ürettiklerini dünyaya ne kadar hızlı ve etkin ulaştırabildiğiyle ölçülür. Bu açıdan bakıldığında Mersin, Türkiye’nin lojistik damarlarından biridir. Çukurova Uluslararası Havalimanı, yıllardır beklenen açılışıyla bölgenin hava taşımacılığında yeni bir dönem başlatıyor.

Mersin Limanı ise zaten Akdeniz’in en işlek kapılarından biri; ancak gerçek atılım, uzun süredir konuşulan Ana Konteyner Limanı’nın hayata geçirilmesiyle olacak; tabii eğer geçirilirse.

Buna ek olarak, yapımı yavaş yavaş hızlanan Mersin–Adana–Gaziantep Hızlı Demiryolu Projesi, yalnızca artalanı (hinterlandı) Mersin’e daha sıkı bağlamakla kalmayacak; aynı zamanda Türkiye’nin doğu-batı yolcu ve lojistik koridorunu hızlandırarak küresel rekabet gücünü artıracaktır.

Eğer bu projeler eş zamanlı tamamlanırsa, Mersin yalnızca Türkiye’nin değil, Doğu Akdeniz’in en güçlü lojistik merkezi haline gelecektir.

DOĞU’DAN BATI’YA, KUZEY’DEN GÜNEYE MERSİN: BÖLGESEL KALKINMA DİNAMİKLERİ

Mersin, tek bir kimliğe sıkıştırılamayacak kadar zengin bir coğrafyaya sahiptir. Doğusunda sanayi ve lojistik damarları işlerken, batısı tarımın bereketi ve turizmin cazibesiyle öne çıkar.

Kuzeye doğru yükseldiğinizde Torosların yaylalarında hayvancılık, enerji yatırımları ve ekoturizm fırsatları belirir. Maden cevherleri çeşitliliğini de gözardı etmemek gerekir. Güneyde ise Akdeniz’in kıyısında serbest bölgeler, fabrikalar, limanlar ve uluslararası ticaret ağları uzanır.

Mersin, aynı zamanda bir Eğitim Kentidir; Türkiye’nin en önemli Üniversitelerden dördü Mersin’dedir ve her yıl birçok dalda binlerce mezun yetiştirmektedir.

Ayrıca Spor Tesisleri yönünden de hayli zengindir; ulusal ve uluslararası her türlü spor etkinliği yapılabilir.

Son yıllarda yapılan hastane yatırımları ile son hızla bir Sağlık Merkezine de dönüşüyor Mersin.

Bu çeşitlilik, Mersin’i yalnızca bir kent değil; doğudan batıya, kuzeyden güneye bütünleşik bir kalkınma laboratuvarı haline getiriyor.

MERSİN ARTALANI (HİNTERLANDI): BİR ŞEHRİN KATKISI, BİR BÖLGENİN KALKINMASI

Bir şehri anlamanın en doğru yolu, onun sınırlarına bakmak değil; sınırlarının ötesine uzanan etkisini görmektir.

Mersin, yalnızca kendi içinde büyüyen bir şehir değildir; İç Anadolu’nun tarım ve sanayisini, Güneydoğu’nun üretim ve ihracatını, Doğu Akdeniz’in ticaret ve turizmini dünyaya açan stratejik bir kavşaktır. Bugün Mersin’e yapılan bir yatırım, Niğde’den Konya’ya, Adana’dan Gaziantep’e, Şanlıurfa’dan Van’a kadar geniş bir coğrafyanın sosyo-ekonomik hayatına dokunmaktadır.

Kısacası Mersin, artalanı (hinterlandı) ile birlikte düşünüldüğünde bir şehrin değil, bir bölgenin kalkınma hikâyesi olur.

STRATEJİK YATIRIM VE KALKINMA PLANI: MERSİN MODELİ

Kalkınma tesadüflerle değil, planlamayla gerçekleşir.

Mersin’in sahip olduğu coğrafi, ekonomik ve kültürel zenginlikler doğru bir stratejiyle birleştirildiğinde, bu şehir yalnızca kendi geleceğini değil, Türkiye’nin kalkınma vizyonunu da şekillendirebilir.

Ulaştırmadan tarıma, sanayiden turizme, enerjiden eğitime kadar her alanda ortaya konacak bütüncül bir stratejik yatırım planı, Mersin’i bir “model şehir” haline getirecektir. İşte “Mersin Modeli” olarak adlandırabileceğimiz bu stratejik plan, yalnızca yatırımların sıralanması değil; doğru yerde, doğru zamanda, doğru kaynaklarla atılacak adımların büyük resmi oluşturmasıdır.

KATILIMCI KALKINMA: MERSİN’İN YEREL AKTÖRLERİ

Kalkınma yalnızca devletin ve belediyelerin omuzlayacağı bir süreç değildir; yerelin katılımı olmadan yapılan her plan eksik kalacaktır. Çünkü kendi toprağını, kendi pazarını, kendi potansiyelini en iyi bilenler o bölgede yaşayan insanlardır.

Mersin için hazırlanacak her stratejik yatırım planında, kamu kurumlarının yanı sıra meslek odalarının, sivil toplum kuruluşlarının, üniversitelerin, sendikaların ve kooperatiflerin de etkin rol alması gerekir. Ancak bu sayede projeler masa başında değil, sahada yaşayan birer kalkınma hikâyesine dönüşebilir.

Bununla birlikte, kalkınmanın sahada karşılık bulabilmesi için temsil mekanizmalarının da liyakat esasına göre şekillenmesi gerekir. Mersin’in geleceğini şekillendirecek projelerde, kenti Ankara’da temsil eden milletvekillerinin donanımlı, çözüm odaklı ve gerçekten kentin içinden gelen insanlar olması hayati önem taşır. Aynı nitelikler belediye başkanları ve kamu kurumlarının yöneticileri için de geçerlidir. Yerelin yapısını bilen, özverili ve çalışkan kadrolar olmadan hiçbir stratejik plan başarıya ulaşamaz.

Siyasetçiler başta olmak üzere tüm yöneticilerin görevlerini ehliyet ve liyakatle üstlenmeleri, kalkınma sürecinin en temel şartıdır.

MERSİN’DEN TÜRKİYE’YE: BÖLGESEL KALKINMA İÇİN MODEL

Mersin üzerine konuşurken aslında yalnızca bir şehirden söz etmiyoruz; Türkiye’nin kalkınma geleceğini şekillendirecek bir modelden bahsediyoruz. Doğu-batı, kuzey-güney ekseninde bütünleşik planlama anlayışı, güçlü bir hinterlant vizyonu ve yerel aktörlerin katılımıyla geliştirilecek projeler, Mersin’i bir “PİLOT ŞEHİR” haline getirebilir.

Eğer bu model başarıyla hayata geçirilirse, aynı yaklaşım Anadolu’nun diğer bölgelerine de uygulanabilir. Böylece Mersin’den başlayan yolculuk, Türkiye’nin dört bir yanında bölgesel kalkınmayı tetikleyen bir stratejiye dönüşür.

Bu yazım “Mersin’den Türkiye’ye Projeler” yazısının giriş yazısıdır. Bundan sonra Mersin’i irdeleyen yaklaşık yedi ayrı yazı serisi olarak bu köşede yayınlanacaktır. Yedi serilik yazı dizisi tamamlandıktan sonra Türkiye’yi irdeleyip bölgesel projeler ortaya koyacağım.

Haftaya “1. Bölüm – Mersin’in Stratejik Konumu: Türkiye’nin Akdeniz’e Açılan Kapısı” başlıklı yazımda buluşmak üzere hoşça kalın.

Not: Yazılarıma katkı anlamında olabilecek önerilere ve eleştirilere açığım. Lütfen öneri ve eleştirilerinizi ben@ayhankiziltan.com eposta adresime ve sosyal medya sayfalarıma iletin.



Yorumlar

5 üzerinden 0 yıldız
Henüz hiç puanlama yok

Puanlama ekleyin
bottom of page